Uyuyan Güzel Masalı

Bir zamanlar uzak bir krallıkta, doğduğu günden itibaren herkesin sevgisini kazanmış bir prenses yaşardı. Doğum günü kutlamasında kötü bir peri, kraliçeyi ve prensi korkutarak, “Prenses on altı yaşına geldiğinde bir iğneye dokunacak ve derin bir uykuya dalacak!” dedi. Krallık büyük bir telaşla hazırlık yaptı; periler, büyüler ve sevgi dolu uyarılarla küçük prensesin güvenliğini sağlamak için ellerinden geleni yaptılar. Prenses ise hiçbir kötülük görmemiş, neşeli, meraklı ve sevgi dolu bir çocuk olarak büyüyordu. Bahçelerde koşuyor, kuşların şarkılarına kulak veriyor, kelebeklerin peşinden gülerek koşuyordu.

Yıllar geçtikçe prenses genç bir kız oldu. Sarayda dersler alıyor, kitaplar okuyuyor, özellikle doğayla ve hayvanlarla ilgileniyordu. Ama bir gün, yaşadığı merak ve macera duygusu onu sarayın eski odalarından birine sürükledi. O odada küçük bir iğne gördü. Parmakları titredi; içinden bir ses, “Dokunma!” diyordu. Ama prenses cesur bir kızdı; durup düşündü, iğneyi güvenli bir şekilde alıp sakladı ve kimseye zarar gelmeden odadan çıktı. O sırada, krallığın cesur prensi saraya gelmiş, prensesin cesaretini görmüş ve ona yardım etmek için oradaydı. İkisi birlikte perinin büyüsüne karşı sabırla ve akıllıca bir plan yaptılar, sarayın derinliklerinde gizli kapıları, eski büyüleri ve peri ipuçlarını keşfettiler.

Nihayet laneti tamamen ortadan kaldırdılar ve prenses özgürlüğüne kavuştu. Saray bahçelerinde yürürken, kuşlar etrafında cıvıldıyor, çiçekler açıyor ve güneş yumuşak ışıklarıyla her köşeyi aydınlatıyordu. Prens ve prenses, cesaret ve sevgiyle büyümüş, umudun ne kadar değerli olduğunu öğrenmişti. Artık her sabah prenses pencereyi açıp ışığa gülümsüyor, kalbinde cesaret, ruhunda umut ve sevgide huzur ile yeni günlere başlıyordu.